Uğur Pişmanlık, “Tarsus’ta Sinema” kitabının, Cumhuriyetten günümüze, Tarsus’ta yazlık-kışlık sinemalardan, bu kentte çekilen sinema filmlerine, kent insanının geçmişteki sinema kültüründen Tarsuslu senarist ve sinema oyuncularına kadar kent ve sinema ilişkisini temel aldığını söyledi.
Pişmanlık, “Türkiye’nin sinemayla tanışmasıyla birlikte kısa sürede Anadolu’nun her kentinde yazlık-kışlık sinema salonları birbiri ardına açıldı. Hiç kuşkusuz, bunda Anadolu insanının 7. sanat dalı olan sinemayı benimsemesinin çok büyük bir payı var. Sinema insanı sokağa çıkartan, yaşamı dışarıyla ilişkilendiren neredeyse bir fenomen gibiydi. Bu açıdan bakıldığında sosyal yaşamın ve sıcak insan ilişkilerinin de önemli mekânları arasındaydı. Neredeyse her yaşa ve kuşağa hitap eden sinema, içerdiği türler açısından da bir çeşitlilik sunuyordu. Tarsus sinemayla erken tanışmış kentlerden biri sayılır bu vesileyle bu kitabın gelecekte Tarsus’ta yeniden sinemalarına kavuşması ve sinema üzerine yapılacak çalışmalara bir başlangıç olması ve ışık tutması umuduyla” ifadelerini kullandı.
‘Sanat ikliminin başını sineme çekiyordu’
“Atların sırtlarında çektiği arabaların taşıdığı film afişlerinin sokaklarda, caddelerde dolaştığı şehrimizde sanat ikliminin başını haliyle sinema çekiyordu” diyen Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, “Sinemanın büyülü, kendine has dünyasında mümkün olmayanın mümkün kılındığı, mümkünler orkestrasının kulaklarımızdaki; mümkünler perdesinin gözlerimizdeki pası sildiği günlerde sosyalleşmenin, arkadaşlığın, aile olmanın; akşam programlarına sinemanın alınmasının, sohbetlere muhakkak bir filmin iliştirilmesinin önemini bugün çok daha iyi anlıyor ve o kuşağın bir sanat olayına tepki vermesini bugün çok daha büyük bir saygıyla karşılıyoruz. Bu kitapta; geçmişi binlerce yıllık bir tarihe dayanan Tarsus’ta saygıdeğer bir sinema yolculuğuna çıkacağınızı ümit ediyorum” dedi.