Sekiz yıl önce 'Mezitli'ye değer katacağız' sloganı ile göreve geldiğini hatırlatan Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan; “Bu sözümüzü gerçekleştirdik. Fakat ilçemize hizmetlerimiz ile değer kazandırırken, ortak zenginliklerimiz olan orman arazileri ve hazine arazilerine bu kadar yoğun saldırı ve baskı olacağı da aklımıza gelmemişti” ifadelerini kullandı.
Mezitli’de çevresine ve doğasına duyarlı vatandaşların yaşadığına vurgu yapan Başkan Tarhan, “Geçtiğimiz yıllarda da gerek orman alanlarının kesilerek tarıma açılma gayretlerine, gerekse hazine arazilerinin kişisel ranta açılmak istenmesine karşı Mezitli ve Mersin halkının gösterdiği direnç ve mücadele, çoğu zaman başarılı olmasına rağmen, maalesef zaman zaman başarısızlıkla sonuçlandığı da bir gerçektir” ifadelerini kullandı. Mezitli Halkının Belediye Başkanı gibi, çevreye, doğaya saygılı, duyarlı olduğunun altını çizen Başkan Tarhan, bu kez iki alana karşı yapılmak istenen müdahaleye karşı da demokratik kitle örgütlerini ve vatandaşları doğaya sahip çıkmaya çağırdı.
KUYULUK BÖLGESİNDE 8 DÖNÜM ORMAN ALANI YAPILAŞMA TEHDİDİ ALTINDA
Mezitli’de yaşanan çevre sorunlarına yenilerinin eklenmek istediğini belirten Başkan Tarhan; “Kuyuluk bölgesinde; yerleşim alanları içinde yaklaşık 8 dönüm tescil harici ‘tamamı orman niteliğine sahip yoğun ağaç varlığının bulunduğu alan’ hazine eliyle bir kuruma tahsis edilerek yapılaşmaya açılmak istenmektedir. Mevcut imar planlarımızda yerleşime uygun olan alanlar belirlenmiş olmasına karşın, uygulama ve nazım imar planlarında “Orman Alanı” olarak işaretlenmiş olan alanların tahsis yolu ile yapılaşmasının önünün açılması kabul edilemez. Fındıkpınarı Caddesi’nde Emniyet Müdürlüğü Hizmet Binası bitişiğinde ve sitelerin içerisindeki bu orman alanının imara uygun hale getirilmesi ve yapılaşmaya neden olacak şekilde bir kuruma tahsis edilmesi yürürlükte bulunan imar planı kararlarını etkisizleştirdiği gibi bütünlüğünü ve dengesini de bozucu niteliktedir. Bu planlar hazırlanırken ilgili kurum ve kuruluşların görüşü dikkate alınmıştır. Umarım bu kez ilgili kurum ve kuruluşlar görüşlerini değiştirmez. Çok sık orman ağaç dokusunun bulunduğu alanların, imar planı değişikliklerine konu edilerek ya da tahsis edilerek yapılaşmasının önünün açılması ve rant yaratılmasına karşıyız. Belediye olarak 8000 metrekare alanın ‘Orman Alanı’ fonksiyonunun devamlılığından yana mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
BOZÖN BÖLGESİNDE 25 DÖNÜM ORMAN ALANININ İMARA AÇILMA GİRİŞİMLERİ
Bozön mahallesinde de daha büyük bir alanın yapılaşmaya açılması tehlikesinin bulunduğuna dikkat çekerek; “Bozön bölgesinde de; 07.01.2022 tarihli Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Orman dışına çıkartılan 54 dönüm büyüklüğündeki alanı da içeren, Maliye hazinesi, TOKİ ve özel şahıs mülkiyetinde bulunan 15 farklı taşınmazı ve tescil harici Orman alanlarını kapsayan yaklaşık 250 dönüm alan kapsamında; TOKİ tarafından imar planı çalışmalarına yönelik hazırlık yapıldığı öğrenilmiştir.
Bu bölge Akdeniz iklimine özgü bitki örtüsü ve ağaçlarla kaplıdır. Çevrede narenciye bahçeleri mevcuttur. İmara açılmak istenen alanın büyük bölümü orman statüsünde ve korunması gereken alanlar kapsamındadır. Orman nitelikli bu dokunun Mersin ve Mezitli Belediyeleri yok sayılarak özel ranta açılmasına karşıyız. Kaldı ki Bozön’de bu büyüklükteki bir alanın imara açılmasını gerektirecek hiçbir haklı gerekçe ya da talep de bulunmamaktadır. Cumurbaşkanlığı kararnamesi ile daha önce orman alanı dışına çıkarılan 54 dönümlük alanınGES (Güneş Enerji Sistemi) kurulmak amacı ile Belediyemize tahsis edilmesi halinde Bozön'de üreticiler ve oturanlara ucuz enerji verilebileceği yönünde öneride bulunmuştuk. Bununla birlikte kamu yararı sağlayacak nitelikte sağlık veya eğitim tesislerine yönelik yatırımların uygun olacağı, ancak özel ve kişisel rantlara yönelik yapılacak olan planlama çalışmalarına karşı gerekli direnç ve mücadelenin gösterileceğini bildirmiştik.” diyen Başkan Tarhan Orman alanlarının talanına yönelik tavrını net olarak ortaya koydu.
Başkan Tarhan sözlerine şöyle devam etti:
“Doğal yapının ve orman varlıklarımızın imar baskısı, yangın vb. nedenlerle yok olmasına neden olan ekonomi politikaları, dünyanın her bir noktasında iklim krizlerini kaçınılmaz hale getirmiştir. Ülkemizde de yıllardır benimsenmiş olan hatalı kentleşme politikalarının bir sonucu olarak, giderek artan ve görünür hale gelen iklim değişikliğinin etkisi altındadır. Her yıl, doğal varlığımız olan on binlerce hektar orman alanı insan ve doğa kaynaklı çıkan yangınlarda ve imara ya da tarıma açılarak yok edilmekte, bu nedenle ekolojik denge bozulmakta, yaban hayatı, biyolojik çeşitlilik ve tüm ekosistem hasar görmektedir. Bu bozulma, sel ve heyelan gibi doğal afetlerin sayısını da artırmaktadır. Orman varlığımızın korunması ve geliştirilmesi, ormanların yağmalanmasına yönelik tüm tehditlere karşı dirençli mücadelenin sürdürülmesi her bir bireyin gelecek nesillere olan borcu ve sorumluluğudur.”