Camiişerif Mahallesi Uray Caddesi üzerinde bulunan Osmanlı mirası mimari eserler, özgün yapısı ile koruma altına alındı. Yapılar hakkında bilgi veren Mersin Kent Tarihi Müzesi kurucusu ve şehir araştırmacısı Mustafa Erim, her iki yapının da kentin gelişimi ile bağının olduğunu söyledi.
ÇEŞME 155 YILDIR AKIYOR
1830'lu yıllarda bir köy, 1852 yılında nahiye ve 1864 yılında ise kaza olan Mersin'de Osmanlı Devleti'nin kalıcı mimarı eserler yapmaya başladığını kaydeden Erim, "Mersin kaza olduktan sonra, 1865 yılında Sultan Abdulaziz'in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan'ın vakfı tarafından buraya bir çeşme yaptırılıyor. Çeşmenin üzerinde tarihini anlatan kitabe mevcut. Kitabede çeşmenin Sultan Abdulaziz tarafından Bezm-i Alem Valide Sultan adına yaptırıldığı yazıyor. O yıllardan beri 1,5 asırdır vatandaşlar buradan gelip su içiyorlar" dedi.
OSMANLI DEVLETİNİN MERSİN'DEKİ İLK VE TEK MİMARI YAPISI
Tarihi çeşmenin yanında bulunan Eski Cami'nin de Mersin kaza olduktan sonra yapılan ilk cami olduğu bilgisini veren Erim, şunları söyledi: "1870 yılında yapılan bu camiyi Osmanlı'nın kent merkezinde ilk ve tek mimari eseri olarak görüyoruz. O dönemde yapılmış birçok yapı var ama bizzat devlet eliyle yapılmış ilk eserdir. Cami kesme taşlardan yapılmış, bezemesiz, sade bir camidir. Ahşap çatılı, kiremit örtülüdür. Kareye yakın, dikdörtgen biçimindedir. Cami, iki paye ile 3 sahna bölünmüş. Bu payeler sivri kemerlerle birbirine bağlanmış durumdadır. Buranın mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait. Vakıflar tarafından onarımı tamamlandı." Şehir Araştırmacısı Erim, kent merkezinde 1,5 asırdır ayakta kalan eserlerin zarar görmemesi adına koruma altına alındığını kaydetti.