Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Karpuz, yenidoğan 1000 bebeğin en az 8’inde doğumsal kalp hastalıkları ile karşılaşıldığını belirtti. Yaşanan bebek ölümlerinin de yüzde 10’unun nedeninin doğumsal kalp rahatsızlığı olduğuna işaret eden Doç Dr. Derya Karpuz ebeveynlere şu uyarıları yaptı: “Doğumsal kalp hastalıklarının yaklaşık yarısı yenidoğan döneminde, yani doğumdan sonra 1 ay içerisinde tanı alır. Hasta bebeklerin önemli bir kısmına yenidoğan döneminde bazı durumlarda ise doğumdan sonraki ilk bir haftalık dönemde tedavi verilmesi hatta kalp kateterizasyonu veya cerrahi girişim ile müdahale edilmesi gerekir. Bu nedenle ebeveynlerin bu hastalıkların belirtilerini tanıyıp zaman kaybetmeden bir doktora başvurmaları çok önemlidir.”
KALP DELİĞİ VE KAPAK VE DAMAR DARLIĞI EN ÇOK KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Yenidoğan bebeklerde görülen kalp hastalıkların büyük çoğunluğunu doğumsal kalp hastalıklarının oluşturduğunu belirten Doç. Dr. Derya Karpuz, Doğumsal kalp hastalıklarının ise bebeğin anne karnındaki gelişimi sırasında kalbin normal gelişimini tamamlayamaması nedeniyle oluştuğunu kaydetti. Doç. Dr. Karpuz, “Yeni doğan bebeklerde en fazla tespit ettiğimiz hastalıklar VSD, ASD, özellikle prematür bebeklerde görülen PDA adı verilen kalpteki deliklerdir. Ayrıca kapak ve damar darlıkları, kalpten çıkan aort ve akciğer damar darlıkları, kalp kapakçılarında darlık veya yetersizlik, morarma ile giden kompleks doğumsal kalp hastalıkları, koroner damar anomalileri veya bunların birçoğunun aynı anda görüldüğü bozukluklarla da sıklıkla karşılaşıyoruz” dedi.
BEBEKLERİN TIRNAK, DUDAK VE AĞIZ İÇİNDE OLUŞACAK MORLUKLARA DİKKAT
Ebeveynlerin bebeklerin doğumundan itibaren yaşanacak kalp sorunlarına karşı dikkatli olması gerektiğini aktaran Doç. Dr. Derya Karpuz, dudaklar, ağız içi ve tırnaklarda oluşan morluklar ve beslenme sırasında bebeğin çabuk yorulması kalp hastalığının en önemli belirtilerinden olduğunu kaydetti. Ayrıca bebeğin sık nefes alıp verme ve nefes alıp verirken göğüs kafesinde oluşan çekilme, kilo almada güçlük, sık sık solunum yolu hastalığı geçirmesi, ağlama ve beslenmeden sonra nöbet geçirme ve huzursuzluğun da kalp sorunlarına işaret edebileceğini ifade eden Doç. Dr. Karpuz, “Çok ciddi olmayan doğumsal kalp hastalıklarında çoğu zaman belirtiler hafiftir ve aile fark edemez. Çocuk doktorlarının muayenesi sırasında kalpte üfürüm duyulması sonucu kalp hastalığından şüphelenilir ve bu bebekler tanı ve tedavi için çocuk kardiyoloğuna yönlendirilir” diye konuştu.
HASTALIĞIN OLUŞUMUNDA GENETİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER ETKİLİ
Doğumsal kalp hastalığının oluşumunda genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu ifade eden Doç Dr. Karpuz şöyle konuştu: “Doğumsal kalp hastalığı olan bebeklerin çoğunda altta yatan bir neden bulunamasa da bazı faktörlerin bu hastalıklara neden olabileceği kabul görmüştür. Doğumsal kalp hastalığının oluşumunda genetik ve çevresel faktörler sorumlu tutulmaktadır. Anne veya babasında doğumsal kalp hastalığı olan bebeklerde hastalığın gelişme riski normal popülasyona göre 2-3 kat artmıştır. Hamilelik sırasında geçirilen ağır viral enfeksiyonlar, alkol alımı, kullanılan bazı ilaçlar, röntgen ışınına maruz kalmak, diyabet hastalığı doğumsal kalp hastalığına yol açabilir. Ayrıca Down Sendromu gibi bazı kromozom anomalisi olan bebeklerde ve akraba evliliklerinde bu hastalıkların görülme sıklığı artar” uyarısı yaptı.
EKOKARDİYOGRAFİ İLE NEREDEYSE TÜM KALP HASTALIKLARININ TANISI YAPILABİLİYOR
Kalp hastalığı belirtileri görülen bebeklerin zaman kaybetmeden çocuk kardiyoloji bölümünde muayene ettirilmesi gerektiğini belirten Doç Dr. Derya Karpuz, yapılacak ekokardiyografi ile neredeyse tüm kalp hastalıkları tanısının yapılabildiğini aktardı. Doç. Dr. Karpuz, “Tanı konulan doğumsal kalp hastalıklarının bir kısmında hasta belirli aralıklar ile kontrol edilir ve tedaviye gerek olmaz. Bazı durumlarda ise bebeğin gelişimini engelleyecek veya ona zarar verecek büyük delikler, önemli kapak ve damar darlıkları, önemli kapak hastalıkları gibi hastalıklar vardır Bu durumlarda ya medikal tedavi başlanarak hasta yakın izlenir ya da girişimsel kalp kateterizasyonu denilen ameliyatsız tedavi yöntemi ile müdahale edilir. Bazı durumlarda erken dönemde kalp ameliyatı gerekebilir” dedi.
“ZAMANINDA MÜDAHALE ETMEK BEBEKLER İÇİN YAŞAMSAL ÖNEM TAŞIR”
Yenidoğan bebek ölümlerinin yüzde 10’unun doğumsal kalp hastalıkları nedeniyle yaşandığını belirten Doç. Dr. Karpuz şöyle devam etti: “Günümüzde pediatrik kardiyoloji ve kalp cerrahisindeki gelişmeler sayesinde doğumsal kalp hastalıklı bebeklerin pek çoğu tedavi edilebilmektedir. Ancak bazı kalp hastalıkları için saatler önemlidir. Bu nedenle doğumsal kalp hastalığından şüphelenilen yenidoğan bebeklerde erken tanı, zamanında müdahale edebilmek için yaşamsal önem taşır.